“İşte BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet’in, Çin ve Doğu Türkistan ziyaretiyle ilişkin Guancou’da yaptığı talihsiz basın açıklaması”
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Çin ziyaretinde yetkililere, Doğu
Türkistan’nde uygulanan “terörle mücadele tedbirlerinden” duyduğu endişeleri dile getirdiğini açıkladı.
Bachelet, 6 günlük ziyaretinin sonunda Çin’in Guancou kentinde düzenlediği çevrim içi basın
toplantısında, temaslarına ilişkin detayları paylaştı.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri unvanıyla bir yetkilinin 17 yıl sonra ilk kez Çin’i ziyaret ettiğini belirten
Bachelet, ziyaretinde başta Xi Jinping olmak üzere üst düzey Çinli yetkililerle yerel ve küresel insan hakları
sorunlarını konuşma fırsatını bulduğunu anlattı.
In this image made from online video, United Nations High Commissioner for Human Rights Michelle Bachelet speaks during an online press conference in Guangzhou in southern China’s Guangdong Province, Saturday, May 28, 2022. Bachelet is on a six-day visit to China that includes Xinjiang, a region where the Chinese government has been accused of human rights violations. (United Nations High Commissioner for Human Rights via AP)

Doğu Türkistan’daki zulmün yoğun olarak yaşandığı Kaşgar ve Urumçi şehirlerini ziyaret ettiğini kaydeden
Bachelet, burada Komünist Parti yetkilileriyle görüştüğünü, Kaşgar’da bir cezaevine, deneme okuluna ve
güya “artık faal olmayan”, Çin hükümetinin sözde “mesleki eğitim merkezi” adını verdiği Toplama kampı
binasına da uğradığını sözlerine ekledi.

ADETA ÇİN’İN EKMEĞİNE BAL SÜRDÜ
BM yetkilileri, ziyaretin inceleme veya soruşturma amaçlı gerçekleşmediğini, “Bu ziyaret, Çin’in üst düzey
liderleriyle insan hakları konusunda doğrudan tartışarak birbirimizi dinleme, endişelerimizi dile getirme,
gelecekte Çin’e uluslararası insan hakları hukukundan kaynaklanan yükümlüklerini hatırlatma amacına
yönelik daha düzenli ve anlamlı temaslar için imkanları keşfetme ve zemin hazırlama fırsatını verdi.”
Sözlerini sarf etti.

Gözlemciler Zulüm hala üst zirvede devam ederken adeta Çin’in propagandasını yapıyormuş gibi
açıklamalar, Çin’in ekmeğine bal sürdüğünü ve Çin’in bu ziyareti uzun yıllarca propaganda amaçlı
kullanacağını söyledi.
TERÖRLE MÜCADELE TEDBİRLERİ UYGURLARI HEDEF ALIYOR
Uygurlara yönelik insan hakları ihlallerine ilişkin iddialara değinen Bachelet, “Doğu Türkistan’da, özellikle
Uygurlar ve çoğunlukla Müslüman azınlıkları hedef alan, terör ve radikalleşmeyle mücadele tedbirlerinin
uygulanmasına ilişkin sorularımı ve endişelerimi dile getirdim.” ifadesini kullanan Bachelet, Uygurların
zorla götürüldüğü öne sürülen Toplama Kmaplarına dair etraflı bir değerlendirme imkanı bulamadığının
altını çizerek, “Söz konusu eğitim programının bağımsız yargı denetiminden mahrum olması, emniyet ve
adli muhafaza görevlileri ile eğitim kurumlarındaki görevliler hakkındaki şiddet ve kötü muamele iddiaları
ve meşru dini pratiklerin yasaklandığına dair iddiaları Çin hükümetine sordum.” açıklamasında bulundu.
Doğu Türkistan’ndeki “terörizmle mücadele” ve “aşırıcılıktan arındırma” amacıyla uygulanan
programların Uygur Türkleri ve diğer etnik azınlıkların haklarına verdiği zarara dair endişelerini gündeme
getirdiğini aktaran Bachelet, “Çin hükümetine tüm terörle mücadele ve aşırılıklardan arındırma
programlarının, uluslararası insan hakları standartlarına uygun yürütüldüğünden ve keyfi ve ayrımcı
uygulamalara yer vermediğinden emin olmak için gözden geçirilmesi tavsiyesinde bulundum.” diye
konuştu.

TOPLAMA KAMPLARI KAPATILMIŞ
Doğu Türkistan diasporası hala milyonlarca insanın kayıp olduğu ve muhtemelen Toplama Kamplarında
tutulduğu savunurken Kampların artık olmadığını söylemeye çalışan Bachelet, görüşmeler sırasında Çin
hükümetinin, “mesleki eğitim merkezleri” adı verdiği milyonlarca Uygur Türkü ve diğer Müslüman azınlık
mensuplarının yargı kararı olmadan alıkonulmasına yol açtığı iddia edilen programın sonlandırıldığı
bilgisini verdiğini ifade etti.
Doğu Türkistan’ın Kaşgar kentinde bir kurmaca hapishaneyi ziyaret ettiğini ve mahkumları gördüğünü, bu
hapishaneye erişimin yeterince açık ve şeffaf olduğunu söyleyen Bachelet, Çin ziyareti öncesinden beri
Doğu Türkistan diasporasının özelliklede Çin’deki ailelerinden haber alamayan Uygurların taleplerinden
de haberdar olduğunu kaydederek, görüşmeler sırasında ilgili yetkililere, Uygurların aileleri hakkında bilgi
sağlama talebini ilettiği ve bu konunun önceliğine dikkati çektiğinden bahsetti.
HONG KONG VE TİBET’İN SORUNLARI DA KONUŞULDU
Tibet Özerk Bölgesi ve Hong Kong Özel İdari Bölgesi’ndeki insan hakları sorunlarını da ziyareti sırasında
ele aldığını vurgulayan Bachelet, Tibet’teki azınlığın dini ve kültürel haklarına saygı gösterilmesi
gerektiğini yetkililere beyan ettiğini bildirdi.
Bachelet, Hong Kong’un uzun yıllardır insan hakları ve bağımsız medyanın merkezi olarak örnek teşkil
ettiğine dikkati çekerek, “Bölgede avukat, aktivist, gazeteci ve diğer sivillerin Ulusal Güvenlik Kanunu adı
altında gözaltına alınması endişe verici. Hong Kong’daki duruma ilişkin BM İnsan Hakları Komitesi,
temmuz ayında değerlendirme yapacak.” dedi.
ORTAK İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASI İMZALANDI
Ayrıca BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve Çin hükümeti arasında ortak çalışma grubu kurulması
üzerine yetkililerle anlaşma sağlandığı bilgisini veren Bachelet, “Çalışma grubu kapsamında ülkede
azınlıklar, iş dünyası, terörle mücadele, dijital dünya ve hukuki uygulamaların insan hakları boyutunu
görüşmek üzere görüşmeler organize edilecek.” ifadesini kullandı.
Bachelet, Komiserliğin geçen yıl hazırladığını açıkladığı Uygurlara yönelik hak ihlallerine dair raporun ne
zaman açıklanacağına dair ise bilgi vermedi.
BM İnsan Hakları Ofisi, 8 Mart’ta BM İnsan Hakları Konseyinin 48’inci oturumunda Pekin yönetimi ile BM
heyetinin bölgeyi ziyaret etmesi konusunda anlaştıklarını duyurmuştu.
MİCHEL BACHELET İSTİFAYA ÇAĞRILDI
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michel Bachelet’in Doğu Türkistan ziyareti Cumartesi günü sona
ermesiyle birlikte ziyarete ilişkin yaptığı açıklama tüm dünyada büyük tepkilere yol açtı. Uluslararası9
toplum ve Dünyanın dört bir yanındaki Doğu Türkistan diasporası sosyal medyadan Bachelet’in istifasını
istedi.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek
Komiseri Michelle Bachelet’in, Çin ziyaretinin ardından yaptığı açıklamalara tepki göstererek, Uygurlar
ve Tibet hakkındaki paragrafların “gerçeküstü” olduğunu söyledi.
Callamard, Twitter’dan yaptığı açıklamada, “diplomatik tiyatroyu” anladığını belirterek, “Bu açıklamanın,
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri’ne ait olduğuna ve Çin’in insan hakları kayıtlarıyla ilgili olduğuna
inanmak zor.” değerlendirmesinde bulundu.
Bachelet’in, Agnes Callamard, ve Tibet’e ilişkin açıklamalarının “gerçeküstü” olduğunu ve nutku tutulduğunu
belirten Callamard, şunları kaydetti:
“Önümüzdeki tek yol, Doğu Türkistan hakkında uzun zamandır beklenen raporun yayınlanması ve
bulguların BM İnsan Hakları Konseyinin haziran ayındaki bir sonraki toplantısında sunulmasıdır.
Bachelet, yurt dışındaki Uygurlardan kayıp aile üyeleriyle ilgili başvurular aldığını beyan etti ve bunları
Çinli yetkililerle görüştüğünü söyledi. Bachelet’in ofisi bunu takip etmeli, yetkililerin, tutukluların haklarını
garanti etmesi ve aile üyeleriyle düzenli iletişim kurması konusunda ısrar etmeli.”
ABD’DEN, BM ZİYARETİNE TEPKİ TEPKİ
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 28 Mayıs 2022 tarihinde yaptığı
açıklamada “Pekin makamlarının ziyaret sırasında dayattığı koşulların, soykırım ve insanlığa karşı suçların
devam ettiği Doğu Türkistan da dahil olmak üzere (Çin’deki) insan hakları ortamının tam ve bağımsız bir
şekilde değerlendirilmesine izin vermemesinden endişe duyduğunu.” dile getirdi.

Çin’in Bachelet ve ekibi tarafından yapılan ziyareti kısıtlama ve manipüle etme çabalarının kaygı verici
olduğu belirten Blinken ayrıca, Doğu Türkistanlıların bölgedeki koşullar hakkında şikayet etmemeleri
veya açıkça konuşmamaları konusunda uyarıldığına dair raporlardan rahatsız olduğunu ifade etti.
Daha önce ABD Dışişleri bakanlığı , Çin’in Doğu Türkistan’da soykırım ve insanlığa karşı suç işlediğini,
Bachelet’in ziyaret sırasında gerçek durumu görememesinden kaygı duyduğunu ve bu ziyaretin aslında
“bir hata” olduğunu belirtmişti
DOĞU TÜRKİSTAN DİASPORASINDAN TEPKİ
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet’in Doğu Türkistan ziyaretiyle ilişkin Uluslararası
Doğu Türkistan STK’lar Birliği tarafından yayımlanan Basın bildirisi ve istifa çağrısı şu şekilde;
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserinin Çin ziyareti basın açıklaması hakkında
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet ve ekibi 23-28 Haziran arasından Çin’de ziyaret
gerçekleştirmiş olup, Bachelet ziyareti sonrası online basın toplantısında Doğu Türkistan’daki toplama
kamplarını inkâr etmekle beraber, Çin’in terörizme karşı tezini desteklemiş, insan hakları ihlalleri ve
soykırımı görmezden gelmiştir.
Birçok ülkenin tanıdığı, şahitlerin tanıklık ettiği, net belgeler ile kanıtlanan ve Uygur Mahkemesince
soykırım olarak karar çıkan Doğu Türkistan soykırımı günümüzün inkar edilemez bir acı gerçeğidir. Ancak
Michelle Bachelet bunların hepsini yalanlayarak Çin’i destekleyen üslupta açıklamalarda bulunmuştur.
Bachelet Çin’in bölgesel ve uluslararası sorunlarındaki “önemli potansiyel konumunu”, insan hakları ve
diğer konulardaki “reformlarını” takdir etmiş, ancak Çin’in Uluslararası hukuku, sözleşmeleri ihlal ettiğini,
Rusya’nın Ukrayna işgâlını desteklediğini, Çin’in BM kurumları dahil tüm Uluslararası kuruluşları baypas
ettiğini, spekülasyon ve manipülasyona uğrattığını, ikili ilişkilerinde diğer devletleri borç tuzağına
düşürerek egemenliğini taciz ettiğini, Doğu Türkistan ve diğer işgal topraklarda soykırım yaptığını hiç
kınamamıştır. Yakın tarihte medyaya sızan Kona Şehir belgelerindeki 13 yaşından 73 yaşına kadar
tutuklananların durumunu sormamıştır. Böylelikle ziyaretinin özgürce gerçekleşmesine izin verilmediğini
vurgulayan Bachelet, ziyaretinde Çin’in kendisini ikna ettiği tüm yalanları kabul etmiştir.
BM’nin 2021 senelik Çin İnsan Hakları raporunu yayınlamaması, bahsi geçen ziyaretin Çin tarafının
belirlediği koşullara uyarak gerçekleştirilmesi ve Bachelet’in ziyaret esnasındaki adeta “Kukla” gibi tavrı,
BM ve benzeri kuruluşların günümüzde Çin’in etkisi altında kaldığını, işlevsizleştirildiğinin ve
uluslararası adaleti inşa etmede yetersiz olduğunun Kanıtıdır. Diğer yandan Çin’in uluslararası
kuruluşları istila ederek kendi çıkarlarını korumak ve suçlarını aklamak için kullanması apaçık bir insan
hakları skandalıdır.
Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği olarak, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserinin kendi
kurumunun prensiplerini temsil etmekte başarısız olduğunu, adil, rasyonel ve gerçeğe dayalı açıklama
yapmadığı, eksine Çin’in soykırım ve diğer cinayetlerinde daha ileri gitmesinin yolunu açtığının
kanaatindeyiz. Biz Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği olarak, BM kurumları ve benzeri
kuruluşların reform edilmesi, daha gerçekçi ve verimli çalışmalar yürütmesi gerektiğinin, reformun ilk
adımı olarak Bachelet’in istifasının zorunlu olduğunun kanaatindeyiz. Uluslararası kuruluşları, BM
insan hakları komisyon üyelerini, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Af Örgütü ve adaleti
savunan ülkeleri Bachelet’in istifasını talep etmeye, BM kurumlarının ıslahatı için adım atmaya ve
Çin’in Doğu Türkistan’da işlemekte olduğu soykırımın durdurulması için acil harekete geçmeye çağrıda
bulunuyoruz.
“İSTİFA ÇAĞRISINDA BULUNACAĞIZ”
Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa Bachelet’in açıklamasını Serbestiyet’e
değerlendirdi.Bachelet’in yaptığı açıklamanın çok üzücü olduğunu, ziyaret tarihi bir fırsat olduğunu,
Sahip olduğu mevkiye yakışır bir irade ortaya koyarak soykırımın durdurulması için önemli bir
girişimde bulunabilecekken, Çin’in faydasına ve Çin’in daha da cesaretlenmesine neden olabilecek bir
açıklama yaptığını, açıklamaların neredeyse Çin’in kullandığı propaganda terimlerinden farklı
olmadığını, Birleşmiş Millet İnsan Hakları Yüksek Komiseri değil sanki Çin hükümetinin bir komiseri gibi
tavır sergilediğini söyleyen Dolkun İsa, Çin’in orada gösterdiği kurmaca kamplar, görüştürdüğü sahte
siviller, önceden hazırlanmış tiyatro gösteriminden ibaret olduğunu kaydetti.
Ayrıca “ İnsan hakları alanında en yüksek uluslararası pozisyonda bulunan kişi olarak tarafsız bir şekilde
insan haklarını savunan değil soykırım yapan bir ülkenin tarafında gözükmesi bu görevini yerine
getiremediği anlamına geliyor” diyen İsa, geçtiğimiz yıl tamamlandığı duyurulan bir raporun olduğunu
muhtemelen Cenevre’ye döndükten sonra yayınlayacağını eğer rapor ve açıklama, Pekin’deki gibi aynı
tutumda olursa Doğu Türkistan diasporası olarak istifa çağrısında bulunacaklarını dile getirdi.
“ÇİNLİ YETKİLİLER PEŞİMİZDEYDİ”
En son gelişmelere göre Bachelet, çarşamba günü Cenevre’deki 50. İnsan Hakları Konseyi’nde yaptığı
açıklamada, Çin’in insan hakları ihlalleriyle suçlandığı Doğu Türkistan’a yaptığı ziyaret sırasında
kısıtlamalarla karşılaştığını belirtti.
Ziyareti boyunca kendisine Çin hükümetine bağlı yetkililerin eşlik ettiğini söyleyen Bachelet, “Eğitim
kampı diye nitelenen Kaşgar hapishanesini ziyaret ettim. Fakat gözaltında tutulan Uygurlarla ya da
onların aileleriyle görüşemedim” dedi.
Bachelet, böyle bir durumla karşılaşabileceğini tahmin ettiğini söyleyerek “ziyareti öncesinde ülke
dışındaki bazı eski mahkumlarla ve aileleriyle görüştüğünü” ifade etti.
“BİR DAHA ADAY OLMAYACAĞIM”
Öte yandan özellikle Çin virüsü (Kovid-19) tedbirleri kapsamında Doğu Türkistan’da kısıtlamalarla
karşılaştığını belirten Bachelet, Çin yönetiminin önemli bakanlıklar, hukuki merciler, iş insanları ve
akademisyenler de dahil görüşmek istediği tüm kurum ve kişilerle temas kurabilmesini sağladığını söyledi.
Bunun yanı sıra BM yetkilisi, ağustos sonunda görevinin sona erdiğini ve bir 4 yıllık süre daha talep
etmeyeceğini, görevi bırakacağını açıkladı.
Muhammed Ali Atayurt-Türkistan Press