Anasayfa » Makale ve Analizler » Dün Çin, bugün Hindistan (2)

Dün Çin, bugün Hindistan (2)

Çin, yakın zamanlarda üç mühim açılımda bulunmuştu. İlk olarak

Afganistan

’da ABD’nin bıraktığı boşluğu Tâliban ile yakın ilişkiler geliştirerek doldurmuştu. Bu mühim coğrafyayı, kendisi açısından

Pakistan

ile bütünleştirdi.

Pakistan, İpek Yolu’nun ‘Orta Koridor’u

için son derecede kritikti. Çin hayli zamandır Pakistan’da varlığını hissetiriyordu.

Orta Koridor

için son derecede mühim olan

Pakistan

’ın

jeopolitik

ve

jeoekonomisinin

başka bir yüzü daha vardı. Çin,

Gwadar

’dan başlayıp,

Hind Denizi’

ni aşıyor ve

Körfez’

e

ulaşıyordu. Çin ticâret Yolu daha sonra,

Kalkınma Yolu

olarak isimlendirilen kara yolu bağlantısıyla Irak’ı geçip Türkiye sınırlarına kadar uzuyordu.

Çin, ikinci olarak, daha ileri bir adım atarak

Afganistan

ve

Pakistan

’dan sonra İran ile de derin anlaşmalar imzaladı. Çin, artık, “Ortadoğu’da ben de varım” demekteydi.

Çin’in üçüncü adımı

Doğu

ve

Orta Akdeniz

’deki lojistik açılımlarıydı. Doğu Akdeniz’de kendisine

Hayfa

ve

Pire

gibi lojistik merkezler oluşturuyor; tesir sâhasını,

Orta Akdeniz

’de İtalyâ’ya kadar yayıyordu. İşbu gelişmeler, İpek Yolu’nun kuzey hattını işlemez hâle getiren,

Atlantik hegemonyasını

harekete geçirdi.

Atlantik

tepkisi kendisini ilk olarak

Irak

’ta gösterdi. İran’ın

Sûriye

ve

Lübnan

’a uzayan lojistik hattını kesmeye mâtuf olarak, zâten istikrarsız olan bölge daha da istikrarsızlaştırılacaktı. Buna

Sûriye

’de, son zamanlarda yaşanan hareketlilikleri de dâhil etmek yerinde olacaktır.

Yunanistan

’ı toptan ileri bir üssü hâline getirmiş olan

ABD

’nin Çin’in

Pire

üzerinden hâkimiyet sâhasını arttırmasına izin vereceği düşünülemez. Benzer olarak

Hayfa

Limanı’nı da Çin’e yâr etmeyecekleri ortadadır.

Hayfa

Limanı’nın istikbâli, aynı zamanda, hanidir iniş ve çıkışlar yaşayan İsrâil-

ABD ilişkilerini

de belirleyecek esaslı değişkenlerden birisi olacaktır kanaatindeyim. Çin-İran yakınlaşmasının İsrâil’i

tedirgin ettiği

de muhakkaktır. Bu sebeple Çin’in Akdeniz açılımının şimdilik akamete uğraması daha kuvvetli bir ihtimâl olarak görünüyor.

Orta Akdeniz’de İtalya

’nın aldığı ani bir kararla, Çin ile

yaptığı anlaşmaları toptan çöpe atması

bunun kayda değer bir işâreti olarak değerlendirilmelidir.

Hindistan

’ın son

G-20

’de sahneye çıkmış olması tam da bu bağlamda gerçekleşmiş görünüyor. Târihsel olarak

Baharat Yolu’nun sâhib-i aslîsi olan Hindistan

, İngiltere tarafından olduğunu düşündüğüm bir tasarım üzerinden devreye sokuluyor. Bu yeni yol,

Bombay

’dan başlayıp

Hind Denizi

’ni aşıyor;

Dubai

ve

Riyad üzerinden

Hayfa

’ya; oradan da

Pire

’ye ulaşıyor. Yâni,

Baltık’dan başlayıp Girit’e uzanan Atlantik Hattı

ile kavuşuyor. Hâsılı, her ne kadar bugün Rusya ile olan ilişkilerini, aracılık fırsatları ve rantları hatırına da olsa sona erdirmemiş olsa da,

Hindistan’ın nihâî tercihinin Batı ve Atlantik’ten yana

olduğu ispatlanmış durumda. (

Kuantum fizikası ile Hint metafizikası

er geç buluşacak demiştik).

Hindistan

mahreçli bu ticâret yolunun hemen hemen kardeşi sayılabilecek bir enerji hattı da var. O da İsrâil

doğal gazını Güney Kıbrıs üzerinden Dedeağaç ile

buluşturuyor. Kesin olan husus,

Türkiye’nin dışlanmış olması

. Buna mukâbil

Yunanistan bu hatların sinir merkezini

oluşturuyor.

Hindistan

ve

Modi

rejimi

Pakistan-Türkiye-

Âzerbaycan

arasındaki kardeşlik ilişkileri

ve

dayanışma pratiklerine

şiddetle karşı çıkıyor, Buna naziresine yaparcasına

Yunanistan

,

Güney Kıbrıs

ve

Ermenistan

ile yakın bağlar ve ilişkiler kuruyor.

Türkiye

, zâten Avrupa’yı Avrasya’dan koparan

Baltık-Girit Hattı

’nın hâricinde bırakılmıştı. Bu hat

Türkiye’nin yer yer vesveseli, yer yer takıntılı Batı serencâmının da nihâyete erdiğini

gösteriyor. (

Reis-i Cumhûr Erdoğan

’ın

AB için sarf ettiği ağır ve trajik ifâdeleri

de bu çerçevede anlamak gerekir). Şimdi buna

Yeni Baharat Yolu

’ndaki dışlanması eklendi. İpek Yolu’nun Orta Koridoru

Türkiye’nin tek umudu

olarak kaldı.

Batı Türkistan Azerbâycan, Türkiye eklemlenmesi

bu yolun en mühim tarafını oluşturuyor. İyi de,

Batı T

ürkistan’ı, Çin’in hunharca ezdiği Doğu Türkistan’dan nasıl soyutlayacağız?

Türk Devletleri Topluluğu

hâlâ istediğimiz kıvamda güçlenmiş değil. İran’ın Orta

Koridor’da

Türk tesirinin artmasından endişe duyduğu âşikâr. İran, eşanlı olarak

hem Türkiye hem de

İsrâil

ile yakınlaşan

Âzerbaycan

karşısında Ermenistan’ı

destekliyor. Bugünkü

Ermenistan ise Batı’dan yana ağırlık geliştirmeye

çalışırken, İran muhtemelen Rusya ve Rusya yanlısı Ermeni unsurlarla

berâber

hareket edecek.

Ermenistan’ı

desteklediği âşikâr olan

Hindistan karşısında Çin’in

Güney Kafkasya’daki konumu

ne olacak?

Atlantik hegemonyası

ise Hazar coğrafyasının birbirine girmesinden son derecede memnun. Niyetleri,

Hazar’ın dağılması

, Âzerbaycan-

Ermenistan savaşının tekrarlaması

, mümkünse bir

Türkiye-İran savaşı’nın

çıkması, Kafkasya’nın Karadeniz’e bakan taraflarının çatışmalara dâhil olması,

Rusya’nın Kafkasya’daki varlığının çökmesi

ve

Baltık -Girit Hattı

’nın bir benzerinin, kim bilir, belki

Baltık ile

Tiflis

,

Bakü, Erivan’ı

buluşturması. Oh ne güzel de yakışır;

Baltık-Girit

,

Bombay-Dedeağaç

,

Hayfa- Pire

’den sonra meselâ bir

Baltık- Erivan

hattı …(Baltık dediğime bakmayınız.

Tekmil Baltık ifâdelerini Londra olarak da

okuyabilirsiniz).

Atlantik Batı’sı

ve

Kıt’a Avrupa

aşamalı olarak

Rusya

,

İran

ve Türkiye’yi dışladı

. Dahası bunları

parçalamayı

akıllarına koydular. Şu an öncelik

Rusya

’da. Yarın sıranın

Türkiye

’ye gelmeyeceğini kim iddia edebilir? (Yetmiyormuş gibi, Türkiye, zaman zaman işbirliği yapsa da, diğer iki kurbânın her ikisiyle de sorunlu). Doğu’da ise

Hindistan Türkiye’yi hasım olarak

görüyor. Çin ile aramızda Uygur Türklüğü meselesi ur gibi büyüyor. Sayın

Erdoğan

’ın, BM’de yaptığı konuşmalarda Çin ve Hindistan’ı ağır bir dille eleştirmesi de bunu gösteriyor.

Uzattık; kestirmeden söyleyelim; Cumhûriyetimizin 100. sene-i devriyesindeki ahvâl bu…

Kaynak: Süleyman Seyfi Öğün– Yenişafak

Hakkında admin

x

Check Also

Hatıralarım
Doğu Türkistan’ın Gerçek Hikayesi

Dr. Mehmet Yakup Buğra SİYER YAYINLARI 1930 yılında Doğu Türkistan’ın kadîm şehri Hoten’de, bölgenin önde ...

Soykırımın Tanıkları: Doğu Türkistan’ın Duyulmayan Feryadı – Komünist Çin’in Bilinmeyen Yüzü

azar:Halis Özdemir Yayınevi:Aktaş Yayıncılık İlk Baskı Yılı: 2022 Soykırımın Tanıkları: Doğu Türkistan’ın Duyulmayan Feryadı – Komünist ...

Çin’in Enerji Sektöründe Doğu Türkistan’ın Önemi

Sincan Uygur Özerk Bölgesi (SUÖB) olarak adlandırılan Doğu Türkistan bölgesi, tarihi İpek yolunun önemli güzergâhlarından ...

Uzak Doğu’nun yakın savaşı: 5 soruda Çin – Tayvan gerilimi

Ali Burak Biber Son birkaç ayda Çin’in Tayvan’daki askeri faaliyetlerindeki rekor artış küresel endişeye neden ...

Kitâbiyat 483

Kitâbiyat 483 Oğuz ÇETİNOĞLU Çin’in işgali altında bulunan Doğu Türkistan’da yaşamakta olan Petrol Mühendisi Bayan ...

Suda boğularak hayatını kaybeden Selma Ali’nin üzerinden çıkan eşyalar

Bugün defnettiğimiz 15 yaşındaki Selma ( Safiye ) Ali kızımızın üzerinden çıkan eşyalar. Aslında kısaca ...

Erdoğan ile Jinping görüşmesindeki Uygur Türkleri mesajı

Reha Erus Çin’deki Uygur Türklerinin hak arayıcısı olarak bilinen ve ‘Uygur Ana’ diye anılan ‘Dünya ...

Doğu Türkistanlı Kahraman Ababekir den haber alınamıyor

28 haziran 2014 Tarihinde İşgalci Çin yönetiminin Doğu Türkistan’ın Kaşgar İline bağlı Yeken (Yarkent) ilçesi ...

Doğu Türkistan’da Kadınlara Yönelik İnsan Hakları İhlalleri Raporlandı

Pekin yönetiminin, kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden ağır insan hakları ihlali fiillerini hayata geçirdiği Doğu ...